9390,51%1,20
38,75% 0,36
43,66% 0,38
4168,89% 1,59
6711,63% -0,27
Denizli’de Doktor Sabri Barım, Türkiye'de tanı konmuş çölyak hastası sayısının 166 bini aştığını ancak hâlâ birçok kişinin tanı almadığını söyledi. 9 Mayıs Dünya Çölyak Günü nedeniyle açıklama yapan Doktor Barım, Çölyak hastalığının, buğday, arpa, çavdar gibi glüten içeren gıdalara karşı vücutta alerjik yanıt oluşturan kronik bir bağırsak hastalığı olduğunu söyledi. Barım “Çölyak hastaları glüten tükettiklerinde, glüteni sindiremedikleri için bağırsak yapısında bozulmalar meydana gelir. Bu durum kişide emilim bozuklukları ortaya çıkarır, besinler yeterince emilemez. Bu nedenle demir eksikliği, kemik erimesi, büyüme gelişme geriliği gibi durumlar çölyak hastalarında sıklıkla görülür” dedi. Çölyak hastalığı olan bireylerde en sık karşılaşılan belirtilerin karın ağrısı, şişkinlik, ishal, kabızlık, kusma, kansızlık, kilo kaybı, deride döküntüler, tekrarlayan ağız içi aftlar, yorgunluk ve beyin sisi gibi semptomlar olduğuna dikkat çeken Doktor Barım, özellikle çocuklarda büyüme geriliği, boy uzamasında yavaşlama, iştahsızlık ve kansızlık gibi belirtilerin öne çıktığını belirtti.
Tanısı konulmamış birçok hasta var
Tanı sürecinin önemine değinen Doktor Sabri Barım, “Çölyak hastalığında tanı süreci bazen gecikebilir; çünkü belirtiler spesifik değildir ve başka hastalıklarla karışabilir. Bu nedenle hastayı iyi dinlemek, belirtileri analiz etmek ve gerekli tetkikleri zamanında yapmak, bağırsak yapısının bozulmasını ve emilim yetersizliklerini önlemek açısından oldukça önemlidir. Glütensiz beslenmeye başlandığında bağırsaklar tekrar normal yapısına döner, şişkinlik, ishal gibi sindirim şikâyetleri azalır ve emilim problemleri büyük oranda düzelir” dedi. Doğru beslenmenin uzun vadeli sağlık sorunlarını önlemede etkili olduğunun altını çizen Barım, “Glüten tüketimine bağlı olarak bağırsak villuslarında kısalma meydana gelebilir ve bu da kansızlık, kemik erimesi gibi sorunlara neden olabilir. Ancak glütensiz diyete geçişle birlikte bağırsak yapısı normale döner. Bu süreçte gerekirse doktor kontrolünde demir, kalsiyum, D vitamini takviyeleriyle desteklenebilir” şeklinde konuştu