Denizli’ni beş yıldızlı en büyük otellerinden Adempira Termal & Spa Hotel Genel Müdürü Recep Altuntaş, deniz, doğa, tarih ve kültür turizmi alanındaki zenginlikleriyle bilinen Ege Bölgesinin, jeotermal kaynaklarıyla sağlık turizminde de ön plana çıktığını söyledi. Turizm ve Kültür Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye genelinde termal turizme hizmet eden konaklama tesisinin yarısının Ege Bölgesi’nde yer aldığını anlatan genel müdür Recep Altuntaş, ‘Türkiye coğrafi olarak dünyanın en önemli jeotermal kuşağı üzerinde yer alıyor. Konumu nedeniyle doğal termal su kaynak zenginliği ve potansiyeli açısından değerlendirildiğinde Avrupa’da birinci ülke olurken, dünya da ilk 7 ülke arasında yer alıyor.
Ancak bin 500’den fazla termal su kaynağının bulunduğu Türkiye’de, bu kaynakların yaklaşık yüzde 10’u kullanılıyor. Ülkenin bu alanda gözdesi ise Ege Bölgesi. Ege Bölgesi’nin yer üstü güzelliklerini keşfeden yerli ve yabancı turistler, termal suyuna da büyük ilgi gösteriyor. Burada da tercih büyük oranla Denizli’de Pamukkale ve Karahayıt bölgelerine oluyor. 2023 yılı Ocak-Eylül ayları arasındaki dönemde Türkiye genelinde termal turizmi tercih eden yerli ve yabancı turist sayısı 1 milyon 509 bin 754, bu turistlerden Ege Bölgesi’nin kentlerini tercih eden turist sayısı ise 894 bin 645 oldu. 9 aylık dönemde en çok turist çeken Ege kenti 348 bin 908 kişi ile yine Denizli olurken, Denizli’yi 243 bin 803 turistle Afyonkarahisar takip etti. İzmir bu dönemde de 209 bin 972 turist sayısı ile bir kez daha üçüncü sırada yer aldı.
Hedef 20 milyar dolar gelir
Jeotermal enerjide dünyanın en yüksek potansiyele sahip 4’üncü ülkesi olan Türkiye’nin, termal turizmde açık ara dünya lideri olabilecek durumda olmasına rağmen, potansiyelinin çok altında değer oluşturduğunu anlatan Adempira Genel Müdürü Recep Altuntaş, Türkiye ile kıyaslanmayacak derecede az ve verimsiz jeotermal kaynaklara sahip olan Almanya, Çek Cumhuriyeti, Avusturya gibi ülkelerin, Türkiye’nin çok üzerinde turist ve gelir seviyesine ulaştığına dikkat çekti.
Türkiye’nin jeotermal enerjide Avrupa’nın lider ülkesi olmasına rağmen sadece 60 bin termal yatağa sahip olduğunu anımsatan Genel Müdür Altuntaş, çok daha az kaynağı olan Almanya’nın ise 750 bin termal yatak kapasitesi ile her yıl 10 milyondan fazla turiste ev sahipliği yaptığını vurguladı.
“Termal turist iki kat fazla harcıyor”
Avrupa ülkelerinde yaşlı nüfusun sayısının hızla arttığını ve devletlerin sosyal güvenlik bütçeleri içinde sağlık harcamalarının çok önemli bir yer tuttuğuna dikkat çeken Genel Müdür Altuntaş, Türkiye’nin termal turizmde tesisleşme yönünde atılım yapması halinde dünyada tercih edilen öncelikli termal turizm rotalarından bir tanesi olacağını söyledi. 2022’de Türkiye’ye gelen turist sayısının 50 milyon 450 bin, turist başına elde edilen gelirin bin 51 dolar olduğunu hatırlatan Recep Altuntaş, “Bu alanda kat edecek çok yolumuz var. Ülkemiz, bin 500’e yakın doğal çıkış noktası olan bir jeotermal ülkesi.
Bu kaynak ayaklarımızın altında hazır. İyi bir tesisleşme atılımı ile 10 milyonun üzerinde turiste hizmet vererek, sadece termal turizmden 20 milyar doların üzerinde döviz girdisi elde edebiliriz. Tüm istatistikler, termal turistin bıraktığı dövizin ortalamanın en az iki katı olduğunu gösteriyor. Yoğun istihdam sağlayan alanların başında gelen termal turizm yatırımlarının desteklenmesi, gelir seviyesi yüksek turistlere hitap eden tesislerimizin devreye alınması ile Türkiye, bu alanda dünyanın açık ara bir numaralı ülkesi olabilir. Termal su ile şifa arayan insanlar, gidecekleri ülke ve şehirlerde özellikle termal suyun kalitesi ve sahip olduğu mineraller açısından zenginliği ile çok hassas ve ciddi araştırmalar yapıyor” dedi.