9232,9%-1,73
34,53% 0,17
36,59% 0,07
2925,66% 0,20
4967,14% 0,00
Halk arasında “beyaz altın” olarak bilinen bitki pamuğun üretiminin önemine dikkat çekmek için her yıl 7 Ekim’de dünya genelinde Dünya Pamuk Günü kutlanıyor. WWF- Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), tekstil sektörünün en önemli hammaddelerinden biri olan ve dünyada yıllık rekoltesi 25 milyon tonun üzerinde bulunan pamuğun üretim süreçlerinin ekolojik, ekonomik ve sosyal olarak sürdürülebilir kılınması ve “onarıcı”, “koruyucu”, ya da “sürdürülebilir” tarım uygulamalarının pamuk çiftçileri arasında yaygınlaşmasına ışık tutmak için “Pamukta Sürdürülebilir Tarımın Yaygınlaştırılması için Önerileriyle Pamuk İncelemesi” raporunu kamuoyuna sundu. Uzmanlar ve sürdürülebilir pamuk üretimi alanında faaliyet yürüten sivil toplum kurumlarının çalışanlarıyla derinlemesine gerçekleştirilen araştırmalara yer veren rapor, saha ziyaretleri sırasında çiftçilerle, çırçır firmalarından yetkililerle yapılan görüşmelere ve Ocak 2023’te Aydın, Manisa, İzmir, Adana ve Şanlıurfa illerinden toplam 564 pamuk çiftçisinin katılımıyla yapılan bir anket çalışmasının sonuçlarına dayanıyor. Sürdürülebilir yöntem ve sistemlerin yaygınlaştırılmasında kilit noktada olan çiftçi gruplarının istek, ihtiyaç ve özelliklerinin analiz edildiği raporda pamuk uygulama sürecinin yapısından yola çıkarak sürdürülebilir yöntemlerin yaygınlaştırılmasına yönelik öneriler de sunuyor.
Tarım sektöründe buğdaydan sonra en büyük ciro pamuğa ait
Osmanlı İmparatorluğu’nda ekonominin önemli gelir kalemlerinden biri olan ve Cumhuriyetin ilk sanayi dalı olan tekstil sektörünün ana hammaddesi olan pamuğun üretimi Anadolu topraklarında her zaman önemli bir yere sahip oldu. Bugün ise Türkiye pamuk üretiminde dünyada ilk sıralarda yer alırken, GDO’suz pamuk üreten üç ülkeden de biri olarak konumlanıyor. Tarım sektöründe buğdaydan sonra en büyük ciro getiren pamuk üretiminde Türkiye, aynı zamanda pamuk ekim alanı yönünden de dünyada yedinci sırada bulunuyor. Pamuk ve tekstil sektörü ise tüketicilerin bilinçli tüketim eğiliminin artmasıyla birlikte ekolojik olarak sürdürülebilir, karbon üretimini azaltarak iklim krizini hafifletmeyi amaçlayan, sosyal olarak adilane ve insan sağlığını koruyacak şekilde üretim süreçlerini dönüştürmeye mecbur kalıyor. Tüketicilerin talepleri doğrultusunda sivil toplumun baskısı ve önemli katkısıyla hükümetler, uluslararası ve bölgesel örgütler; sektörü bu doğrultuda düzenlemeye ve ilgili standartları yükseltmeye yönelik olarak önemli ve giderek hız kazanan adımlar atarken, tekstil sektörünün önde gelen aktörlerinin bu kriterlere uygun pamuk talebini karşılamak için ise Türkiye tüm dünyada önemli bir rol üstleniyor.
Çiftçiler, İyi Pamuk Uygulamaları yolunda kendilerini yalnız hissetmemeli
Türkiye’de dünyadaki genel eğilime paralel olarak pamuk üretiminde sürdürülebilir yöntemlerin yaygınlaştırılması adına uzun yıllardır kamu kurumları ve sivil toplum aktörleri tarafından çeşitli çalışmalar yürütüldüğüne değinen rapor, bu alandaki en önemli ve başarılı girişimlerden biri olan İyi Pamuk Standardının ön plana çıktığını ortaya koyuyor. Türkiye’de İyi Pamuk Standardı Sistemi, 2013 yılından bu yana uygulanmakta olup bugün 2 bini aşkın çiftçi, on binlerce hektar alanda İyi Pamuk ilke ve kriterlerinin asgari göstergelerine uygun şekilde pamuk üretiyor. Rapordaki ankete katılan 564 çiftçiden 69’u (yüzde 12), ya halen İyi Pamuk çiftçisi ya da geçmişte İyi Pamuk çiftçisi olduğunu belirtiyor. Özellikle Güneydoğu illerinde İyi Pamuk’un bilinirliğinin artırılması gerektiğine dikkat çeken rapor, çiftçiler arasında sürdürülebilir tarımın yaygınlaşmasında bireysel üretim kararlarını hızla etkileyen bir sosyal hareket yaratma sürecinin önemini vurgularken, sürdürülebilir pamuk üreticilerinin kolektif bir hareketin ve topluluğun parçası olduklarını özümsemeleri için araç ve yöntemler geliştirilmesinin gerekliliğini gözler önüne seriyorAraştırmayla ilgili notlar
Konvansiyonel yöntemlerle üretilen pamuk, tarımsal ürünler arasında birim alan başına kimyasal pestisit kullanımının en yüksek olduğu ürün. Yaygın olarak pamuk üretiminde uygulanan konvansiyonel yöntemler sırasında yanlış toprak işleme, gübreleme ve aşırı pestisit kullanımı, karbon salınımını artırarak iklim değişikliğini de olumsuz etkiliyor. Ayrıca yüksek miktarda kimyasal kullanımı üreticilerin ve tüketicilerin sağlığı bakımından da önemli bir tehlike teşkil ediyor.
Pamuk, iklim krizi karşısında kırılgan bir ürün. Bu araştırmaya göre Türkiye’de küresel iklim değişikliğine inanan pamuk çiftçisi oranı yüzde 87 ve her 100 çiftçiden 74’ü yaşadığı bölgede kuraklık ya da yağışların azaldığını gözlediği ifade ediyor. Ancak ürün veriminin düşmesine engel olmaya çalışan çiftçiler gübre ve kimyasal kullanımını artırarak bunu telafi etmeye çalışıyor ve doğal olarak böylece bir kısır döngü ortaya çıkıyor. Aşırı kaynak kullanımı, artan çevresel tahribat ve toprak sağlığının azalması, pamuk üretiminde radikal dönüşüm ihtiyacını gözler önüne seriyor.
Pamuk ve tekstil sektörü son yıllarda; tüm dünyada tüketicilerin ekolojik ve toplumsal sürdürülebilirlik yönündeki talep ve hassasiyetlerinin firmalar üzerindeki baskısına paralel olarak dönüşüyor.
İyi Pamuk Standardı pamuk üretiminde tüm dünyada uygulanabilir asgari üretim kriterlerinin çiftçiler tarafından benimsenmesini sağlayarak çiftçi merkezli, çok paydaşlı ve gerçekçi bir yaklaşımla tüm dünyada pamuk üretimini ekolojik ve sosyal olarak sürdürülebilir kılmayı amaçlıyor.
2013 yılından itibaren Türkiye’de İyi Pamuk üretimi istikrarlı biçimde artmış, 2019/20 sezonunda 3299 lisanslı çiftçi ve 263 bin tonla Türkiye kütlü pamuk üretiminin yüzde 12’sine ulaştı. İyi Pamuk, Türkiye’de tarımsal üretimin sürdürülebilir ilkeler çerçevesinde dönüşümü bakımından en önemli örneklerden biri. Buna rağmen araştırmaya katılan pamuk çiftçilerinin %62’si standardı daha önce duymadığını ifade ediyor.
Rapora göre, sürdürülebilir pamuk üretiminin yaygınlaşması için çiftçiye pratik bir şekilde ve doğrudan uygulanabilir ve de çerçevesi belli adımlardan oluşan kolayca hayata geçirilebilir bir yol haritası sunmak önemli. Çiftçiye aktarılırken kolay ve somut uygulamalar ile başlanarak kademeli olarak çiftçiler pratikleri öğrendikçe yenilerini eklemek esas. Bu uygulamalar aktarılırken sürecin başında öncü ve yenilikçi çiftçilerle başlanmalı ve çiftçinin çiftçiye öğrettiği sosyal bir hareketin parçası olabilecekleri öğrenme ortamları oluşturulmalı.
Ürününün takibini mümkün kılacak şeffaf bir veri sisteminin oluşturulması, çiftçinin ürettiği pamuğun tedarik zinciri içerisinde fiyatlanmasına ilişkin bilgiye erişebilmesi ve ürününü takip edebilmesi önemli. Ayrıca sürdürülebilir üretimdeki maliyet avantajını yerel baz da toplanan somut verilerle açık ve net olarak ortaya koymak için araştırmalar yürütülmeli, elde edilen sonuçlar yayım faaliyetlerinde öne çıkarılmalı.
Pamuk çiftçilerinin tarımsal üretim süreçlerinde teknik destek ve danışmanlık talebini karşılayacak ve sahada çiftçi ile yüz yüze iletişimi sağlayacak uzman kişilerin etkinliği, uygulamalardaki başarının en önemli belirleyicisi.
İyi Pamuk Standardı’nın ve diğer sürdürülebilir üretim yöntemlerinin devlet tarafından verilen iyi tarım gibi desteklerden faydalanması için yürütülen lobi çalışmaları güçlenerek sürdürülmeli.
Pamuk çiftçisinin en çok aile büyükleri ve diğer çiftçilerin tavsiye ve önerilerine güvenmekte; akran eğitimi ön plana çıkmakta. Çiftçi kapasite artırımı ve eğitim çalışmalarında; öncü çiftçilerin deneyimlerini aktarabildiği öğrenme ortamları oluşturulmalı.
Bu çalışma “Çevre için Davranış Odaklı Tasarım” davranış değişikliği yaklaşımı kapsamında bir dizi demografik, ekonomik değişkeni ve pamuk çiftçisi özelliklerini anlamak amacıyla yapıldı. Sürdürülebilir üretimin yaygınlaşmasında bu tip yaklaşım ve metotların kamu, sivil toplum ve akademi tarafından daha çok araştırılması ve kullanılması ise önemli bir gereklilik