Jeoloji Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı Doç. Dr. Barış Semiz, Yunanistan’ın Santorini adası yakınlarında devam eden deprem fırtınasıyla ilgili açıklama yaptı. Ocak 2025’in son günlerinden başlamak üzere Ege Bölgesinde yoğun bir sismik aktivite yaşanmaya başladığını, 10 Şubat sabahına kadar Santorini adasının kuzeydoğusunda deprem fırtınası şeklinde, en büyüğü 5.2 olan 1800’den fazla 2’den büyük depremin meydana geldiğini söyledi. Bölgede deprem hareketliliğinin devam ettiğine dikkat çeken oda başkanı Semiz, ‘Santorini, Anafi, Amorgos gibi adalarda yaşayanlar günlerce süren sarsıntıların endişesi ile adaları terk ederken bilim camiası ise depremlerin nedeninin volkan mı faylar mı olduğunu tartışıyor. Ege bölgesi karmaşık ve henüz gelişimini tamamlamamış bir jeolojik yapıya sahiptir. Ege Bölgesi’nde çok sayıda doğu-batı uzanımlı faylar oluşmuştur. Neredeyse tamamı aktif olan bu fayların hareketi ise Ege Bölgesi’nin Dünya’nın en sık deprem üreten bölgelerinden birisi olmasını sağlamaktadır. Ege’nin bu karmaşık jeolojik yapısı bölgede sık sık meydana gelen depremlerin ve onlara oranla çok daha seyrek volkanik faaliyetlerin temel nedenidir’ dedi
Daha önce deprem üretti
Deprem fırtınası yaşanılan bölgede daha öncede büyük depremlerin yaşandığına dikkat çeken başkan Semiz, ‘Bölgenin faylı yapısı yüzünden bölgede geçmişte büyük depremler de yaşanmıştır. Bunlardan en son ve iyi bilinen 9 Temmuz 1956 tarihli Amorgos depremi 13 dakika ara ile gerçekleşen 7.7 ve 7.2 büyüklüğünde iki şok nedeniyle 53 can kaybına neden olmuştur. Son günlerdeki sismik aktivite Santorini’den 8 kilometre kadar kuzeydoğudaki Kolumbo volkanı kuzeyinde yoğunlaşmıştır. Kolumbo volkanı Santorini’den başlayıp kuzeydoğuya uzanan bir hat üzerinde yer alan volkanlar içerisinde Santorini’den sonra en büyük olanıdır. Ege deprem fırtınası hem aktif fayların hem de volkanların iç içe olduğu bir bölgede meydana gelmektedir. Bu tür fırtınaların volkan mı yoksa fay kaynaklı mı olduğunu belirlemek oldukça zordur’ dedi
Önlem alınmalı
Yaşanan deprem fırtınasının Türkiye’ye 150 kilometre mesafede görüldüğüne dikkat çeken Semiz, ‘Deprem fırtınaları genellikle küçük ve orta büyüklükteki depremlerin bir arada ve herhangi bir sıralanım göstermeksizin meydana geldiği olaylardır. Deprem fırtınaları birkaç gün ya da birkaç hafta sonra sönümlenebilmekte ise de bazı deprem fırtınalarının aylarca sürdüğü, bazılarının ise oldukça ender olarak daha büyük depremler ile sonuçlandığı da olmuştur. Türkiye karasına en yakın 150 kilometre mesafede gelişen bu deprem fırtınasının nasıl sonuçlanacağı hem toplum hem de bilim camiası tarafından merakla izlenmekle birlikte kesin bir sonuca henüz varılmamıştır. Yunanistan’daki uzman bilim insanları depremlerin büyük ölçüde fay kaynaklı olduğu ve volkanların faaliyete geçmesinin düşük bir olasılık olduğunu belirtmişlerdir. Zayıf olasılık ve ülke sınırlarımıza oldukça uzak da olsa deprem, tsunami ve volkan patlaması gibi en kötü senaryoların ayrı ayrı ya da birlikte gerçekleşme olasılığına karşı tedbirli olmakta yarar vardır’ dedi